Psikoterapi, çeşitli ruhsal hastalıkların ve zorlanmaların tedavisinde kullanılan, terapist ile hasta arasındaki ilişkiyi içeren bir tedavi şeklidir. Psikoterapinin amacı, danışanın yaşamını daha iyi sürdürebilmesi için engelleyici veya rahatsızlık verici semptomların kontrol altına alınması ya da yok edilmesidir.

Psikoterapinin yardımcı olduğu alanlar arasında travmanın yarattığı sorunlar, tıbbi hastalıklar ya da çok sevilen birilerinin ölümü gibi kayıplar sonrası ortaya çıkan rahatsızlıklar, depresyon, yeme bozuklukları gibi belirli ruhsal hastalıklar bulunmakla birlikte, günlük hayatın sıkıntıları ile başa çıkma sorunları, stresle baş etmekte güçlük gibi zaman zaman herkesin yaşayabileceği rutin sıkıntılar da yer almaktadır.  

Yaygın olarak kullanılan terapi türleri;

  1. Bilişsel Davranışçı Terapi: Hastanın zarar veren ve faydasız düşünce ve davranış biçimlerini tanımasına ve değiştirmesine, yerlerine daha doğru düşünceler ve daha işlevsel davranışlar koymasına yardımcı olur. Sıklıkla “gerçek dünya”da yeni becerileri kullanmayı ve uygulamayı içermektedir.
  2. Kişilerarası Psikoterapi: Çözümlenememiş, aşılamamış kederler ve acılar, sosyal hayatta veya iş hayatındaki rollerde değişiklikler, önem arzeden kişilerle yaşanan çatışmalar ve diğer insanlarla ilişkili sıkıntılar gibi altta yatan kişilerarası zor sorunları tanımlamalarına ve anlamalarına yardımcı olmak üzere kullanılır.
  3. Psikodinamik Psikoterapi: Temelinde insanın davranışsal ve zihinsel sağlığının ve esenliğinin çocukluk çağındaki ilişkileri ve deneyimlerinden, psikolojik çatışmalarından, sıklıkla kişinin farkında olmadığı verimsiz veya uygunsuz tekrarlayıcı düşüncelerden ya da duygulardan etkilendiği düşüncesi yatmaktadır. Bu terapi, insanın kendi hayatının sorumluluğunu tüm yönleriyle eline alabilmesi amacıyla kendini tamamıyla anlayabilmesi ve eski davranış ve düşünce modellerini değiştirebilmesi için terapistle birlikte yakın bir çalışma ve işbirliğini kullanır.
  4. Psikanaliz: Psikodinamik terapinin daha yoğun bir biçimidir ve seanslar haftada 3 veya daha fazla olmaktadır.
  5. Gestalt Terapi: Perls tarafından geliştirildiği şekliyle Gestalt Terapi insanların erişkinliğe ulaşmak için kişisel sorumluluklarını kabul etmeleri ve kendi hayat tarzlarını bulmaları ön koşullarına dayanan varoluşçu bir yaklaşımdır. Danışanlar için temel ve öncelikli amaç yapılan ve yaşanılanların farkındalığıdır. Bu farkındalık sayesinde kendi kendilerini anlamaları ve değişebileceklerini bilirler. Böylece ne yaptıkları ne hissettikleri ve ne düşündükleri konusunda sorumlu olmayı öğrenirler.

 

Terapinin türünün seçimi hastanın rahatsızlığının özelliğine ve şartlarına, ve hastanın tercihine bağlıdır.

Tedavinin hedefleri ve ne kadar sıklıkta ve ne kadar süreyle görüşüleceği konusundaki düzenlemeler ise hasta ve terapist tarafından birlikte kararlaştırılmaktadır. Seansların çoğu 50 dakika sürmektedir. Psikoterapi acil sorunlarla ilgilenmek için kısa süreli veya daha karmaşık ve kronik sorunlar için uzun süreli olabilir. Terapi bireysel terapi, aile terapisi, çift terapisi veya grup terapisi olarak çocuklar, gençler ve yetişkinlere uygulanabilir.

Psikoterapiye ek olarak ilaç tedavisi kullanılabilir ve hatta bazı rahatsızlıklar için birleşik tedavi herhangi bir tek tedaviden daha yararlı olmaktadır. Psikoterapinin temel gerekliliği mahremiyettir. Ayrıca hastalar her ne kadar kişisel özel duygularını ve düşüncelerini paylaşıyor olsalar da bir terapist ile çok yakın özel fiziksel temas asla uygun değildir, kabul edilemez ve hasta için zararlıdır.

Araştırmalar psikoterapi gören hastaların çoğunluğunun semptomlarının iyileştiğini ve hayatlarını daha iyi sürdürebildiklerini göstermektedirler. Psikoterapinin duygularda ve davranışlarda iyileşme, düzelme sağladığı, beyin ve vücuttaki olumlu değişikliklerle bağlantılı olduğu gösterilmiştir. Elde edilen faydaların arasında daha kısa süren hastalık günleri, daha az engellilik hali, daha az tıbbi sorunlar ve daha çok iş ve mesleki istikrar da bulunmaktadır.

Psikiyatristler, psikologlar ve bazı diğer sosyal görevliler psikoterapi konusunda uzmanlaşmış ve eğitim almış olabilirler. Ancak sadece psikiyatristler tıp eğitimi almışlardır ve ilaç reçetesi yazma yetkisine sahiptirler. Psikiyatristler özellikle geniş bir yelpazede duygusal ve davranışsal rahatsızlıkları olan hastaları tedavi etmek için uzmanlık eğitimi almış tıp doktorlarıdır. Zihin, beyin ve vücut hakkında ve bunların birbirleri ile etkileşimleri hakkında tüm bilgilere sahip olmaları nedeni ile duygusal rahatsızlıkların teşhisi ve tedavisi hakkında uzmanlıkları bulunmaktadır. Psikoterapi, ilaç tedavisi ve bunların her ikisinin birlikte kullanımı hakkında eğitim almışlardır. Hastanın, birlikte iyi bir uyum içinde çalışabileceği bir psikiyatrist bulması çok önemlidir.